İçeriğe geç →

Yazar: Koçak

BAĞIMLILIKTAN KURTULMAK

Bağımlılık çeşit çeşit hayatta. Hepimiz de bir şeylere bağımlı halde yaşarız, bağlanmak değil bak kastettiğim. Baya kontrolü kaybetmekten, o olmazsa her şeyin eksik olmasından bahsediyorum. Sigara içmiyorsam dağa tırmanmanın ne anlamı var sorusundaki gibi, ekmek yemiyorsam doymuyorum yakınması gibi. İnsan bağımlılığından nasıl kurtulur? Bu bir sevgili de olabilir, bir madde de, internete girmek veya spor yapmak da olabilir. Kendi tecrübem ve etrafımda gördüklerim aslında birbirine yakındır. Kişinin içinde bir baraj dolar. Sen o dolanı duyarsın, baraj duvarının gerildiğini hissedersin, belki adı dahi konmamıştır gelecek sel baskınının. Onu duyarsın. Sonra aniden değişmiştir insan, şırak. Bağımlılık ne kadar kontrolümüzde geliştiyse, bağımlılıktan kurtulmak…

Yorum Bırak

GİTMEK Mİ KALMAK MI ZOR?

Giden de kalan da o anda her neredeyse tam olarak doğru yerdedir. Üstelik hakettiği de tam olarak budur. Yani ortada ne bir yanlış anlaşılma, ne hakettiğini bulamama, böyle bir şey yok, bunları sen uyduruyorsun, belki çok ağlarsam değişir diye ümit ediyorsun. Oysa tam olarak ait olduğun yerdesindir, her zaman.

Yorum Bırak

ADI KONMAMIŞ HASTALIKLAR- ÇAĞININ VİCDANI OLARAK EDEBİYATÇI

Kaçın. Gördüğünüz yerde kaçın. Sohbetinde bulunmayın. Bastığı dergiyi almayın. Yazdığı kitabı okumayın. Bırakın yavaşça açlıktan, havasızlıktan veya kimse onu dinlemediğinden ölsün. Eski verem savaş dispanserlerinde kapı kollarına balgamlarını süren hastalar gibidirler. Hasta, güçsüz ve ümitsiz. Ümitsizlikleri öyle kök salmıştır ki, diğer insanların rahatı onlara batar, beceriksizliklerini vicdani bir torpidoya çevirip sallarlar, artık kime denk gelirse. Derinden gelen bir ses tonuyla sorarlar, böylesi bir çağda yazmak? Sen sorunun devamını bir iki saniye merak edersin, ama devamında pek bir şey gelmez. O zaman anlarsın ki böylesi bir insanlık manzarası içinde yazmayı, gülmeyi, çocuk yapmayı düşünecek kadar kalın kafalısın. Hay ben kafamın içine…

Yorum Bırak

Biz Eskiden…

Üniversite öğrencisi olmanın en kötü yanı ne kadar cahil olduğundan habersiz olmandır. Üniversite öğrencisi olmanın en iyi yanı ne kadar aptal olduğundan habersiz olmandır. Öyle veya böyle gene de fitsin sonuçta.

Yorum Bırak

BİR

Tamam olan Bir. Bir’den düş şimdi. Düştükçe işte gördüğün ne varsa…

Yorum Bırak

ANNELER VE KIZLARI

Benim kız feminist olmuş diyor teyzem, ütü yapmamak için gitti feminist oldu.

Yorum Bırak

TECRÜBE

Kimi ve neyi ne kadar ciddiye almalı? Yıllarca yaşamadan değerliyle değersiz bilinmiyor, bilinince de geç kalınmış olabiliyor.

Yorum Bırak

UNDERWORLD – MOANER

Geçip gitti giden, Geçen benim, zaman değil. Gene mi çok ciddiye aldık Yoksa kendimizi Kendimiz yoksak ya… Samanyolu hap edip Özümüze İçdiydik çok şükür. Biz yeni yeniciyiz kardeş, Yeni yeni’yi özler dururuz.

Yorum Bırak

CEM ADRİAN – SEN GEL DİYORSUN (ÖF ÖF)

Depresyon insanı filozof yapar. Tabi boktan bir filozof. Biz de sigaraları yakmış bilmem kaçıncısını tüttürüyoruz. Harem ağasında ne kadar erkeklik varsa depresif adamda da o kadar akıl var ama bilmez. Kafayı kitlemiş bir yere, düşünür durur. Eskişehir kar altında, mutfakta çay kaynıyor. Camlar buğulanmış. Bach’ın G minor’ü böğrüme böğrüme vurmakta. Niyeyse laf bütün canlıların akraba olduğuna geliyor, hatta cansızların, hatta canlı ne demek cansız ne demek ulan ayıptır, ayrılık gayrılık olmaz. Bu piyano ne kadar zarif tıngırdıyor be. Depresyonumuz ve keyfimiz yerinde. Akıllı değiliz, şart da değil.

Yorum Bırak

Dost hakkında

Sonra oturup düşündüm de, birlikte hiçbir şey yapmamışız. Dağa mı çıktık, yok. Denize mi girdik, yok. Çocukluk bi yerde. Birlikte bir şeyler yapsana daha ölmeden ikimizden biri. İbne miyiz oğlum biz, sevip oturmuşuz birbirimizi. Bi tek sevmişiz.

Yorum Bırak

DELİRMEK ÜSTÜNE – DELİRMEK ÜZERE

Aklını başında sanıyor, işte en yaygın delilik hali bu toplumumuzda. Delirdi denilenler gayet farkında delirdiklerinin, gururlarına yediremiyorlar deli lafını hepsi o kadar. Geri kalanlarsa durumlarından habersiz. Düşün bir deliliğin kuralı da sınırı da olmak zorunda değil, her delinin aklında kendi deliliğinin ona buyurduğu bir veya iki ana ilke var hepsi bu. Mesela babam yavşağın teki, sarı kedilere de güvenme. Bütün zihin bu iki önermenin etrafında inşa edilir. İşte bu kadar, bu ana önermelerden uzaklaştıkça hiç bir kuralı kalmayan sonsuz bir zihin düşün. Şimdi kuralların en şiddetli olduğu merkezin en laf anlamaz, en değiştirilemez yer olduğunu da unutma. Sonra neden sonuç…

Yorum Bırak

GÜRÜLTÜ

Bu gürültü susmalı. Yoksa kimse kimseyi işitmiyor. Bu gürültü susmalı. Yoksa sus pus çocuk, kalbindeki sır nasıl işitilir? Bu gürültü susmalı. Sesim sesine dokunsun diye. Bu gürültü susmalı. Saklanmak üzere anlaştığımız ortak dil. Bu gürültü susmalı. Hayvan töresi, sürü çıngırağı. Bu gürültü susmalı. Bilmeyiş, duymayış, gerisini sen genişlet cehaletin. Bu gürültü susmalı, Susmalı yıldızların ve çiçeklerin gürültüsü. Bu gürültü susmalı. Susmalı mevsimlerin ve insanların yalanı. Bu gürültü susmalı. Tanrılar ve şeytanlar susmalı. Onun için, Durduğu zaman anlayalım diye, Gönül dediğin hakikat altında serin bir gölgelik, yaslamış sırtını gürültüye… Bir an. Bir an gönlünle karşılaşmak için, bu gürültü susmalı. Kendimizden bu…

Yorum Bırak

NİSAN ŞİİRİ

Nisan sevmek kolaydır, şimdi başlar Eylül sonuna kadar durmadan vurur kalbim. 38. defa şahid oluyorum eriğin yeşermesine, çok şükür. Bundan böyle hava güzel, dağdan inen buz gibi su güzel, kadın güzel. Nisan sevmek kolaydır, sonra sarı sıcak yaz, sonra sonbahar. Dedim ya, nisandan eylül sonuna, Bir sahnenin dekoruymuşuz, yahut misafire gitmişim de ağırlanıyor gibi, Hepsi bu arada, kuşların göçü, ıhlamurun kokusu… İnsan misafir edildiğini anlayıncaya kadar dünyaya gönlünü kaptırmak haram, Anladıktan sonra burun kıvırıp kapılmamak haram. Bir hal de gelir konar göğsüme, O vakit ne farkeder, Kapılan da bir kapılmayan. Eylül sonrası yaşarım işte, Arada hamsi çıkar sevinirim, Kar yağar…

Yorum Bırak

ÖZÜR DİLERİM

Size gereksiz derecede duygusal davrandım, özür dilerim. Bol bol düşüncesizliğim ve kabalıklarım oldu, onlar için de özür dilerim. Bazen ölmenizi diledim doğrusu, keşke yok olsaydınız, bunun için sizden özür dilemedim, bunun sizle ne ilgisi var, bu benle tanrı arasında bir mesele. Sonra mesela özür dilediğim için de özür dilerim, böyle durduk yerde gene duygusal tonu yüksek bir çıkış bak, durduk yerde huzurunuzu kaçırdım şimdi. Gerçi sizin de daha ince bir tavrı hakettiğiniz şüpheli, layığınız bu kadar diyelim. Lise duvarına yazmışlar, seni sevmek ölmelerin en güzeli. İki gün sonra yanında başka bir yazı, sevmek ölümse, sana bi koyum gülümse. İşte bu,…

Yorum Bırak

AŞK ENSTİTÜSÜ / 4

İşte bunlar hep senin de bildiklerin, hatırlatıverdim. Zeytin ağacı üç asır nasıl kesmiyorsa ağaç olmayı, bak bir soluk olsun durmadan dikkat et, üç yüz yıl ara vermeden bir iş yapıyor, işte aşk da aşk olmaya bir son bulamaz. Biz dersimizi bitirelim. Dağılın tenefüs vakti. İki soluk arası serbestsiniz.

Yorum Bırak