İçeriğe geç →

SYKLMLR Yazılar

BİR FOTOĞRAF

– top doksandan içeri girmeden önceki son anda geri devrilmek üzere olan ve topa bakan kalecinin gözlerinde asılı kalmış bakış – eee – sürekli öyle bakıyorsun – ama sen de farka gidiyorsun.

Yorum Bırak

YERSİZ

çöpte hışırdayan poşete bakarsın gereksiz bir merakla, “kedi mi?” diye… poşetin rüzgardan hışırdadığını görürsün sonra, kedi medi yok görünürde. poşet rüzgardan da hışırdıyordur ama, aslında gözden kaçmıştır, kedi de oradadır kaos da buradadır…

Yorum Bırak

PATİKA – 15

Bir çocuk daha doğuyordu o an. Bir adam bir kadına daha aşık oluyordu. Birileri ölmekteydi. Bir ağaç yeniden çiçek açıyordu. Erik reçelinin üstüne bir sinek daha konuyordu.Koşarken kırıldı bir ayakkabının topuğu. Bir vitrin camını indirdi bir ayyaş. Bir sigaranın ucu yandı, korna çaldı bir minibüs, bir soluk daha aldı. O an çok yükseklerde bir jet sessiz süzüldü, gökyüzüne bir çizik daha attı. Çaydanlıkta su kaynamaya başlamıştı. Pencereden yüzüne vurdu ışık. Tam alnının ortasında sıcaklığını duydu. Ansızın bir hayat hikayesi olmadığını farketti. Kimsenin hayat hikayesi yoktur. Ne garip bir düşünceydi hayatınının ana karakterlerinden biri sanmak kendini. Adı konmamış bir hastalıktı bu.…

Yorum Bırak

BUGÜN KELEBEKLER, FIRTINALAR

“…sonsuz olasılıklar. her biri başka bir sonuca götürecek, götürürken de hep karşına yine sonsuz olasılıklar çıkaracak bir dizi. her olasılık başka bir yaşama denk düşer. birinde varsındır, bazılarında yok ” dedi emekli coğrafya öğretmeni sofraya yerleşirken. … “sen zeytin ye, bunlardan çok var.”

Yorum Bırak

BUGÜN AH

tabiki ben de adam olacağım. önce sınav bir geçsin. sonra askerlik. şu kitabı bir bitireyim hele. kanunlar bir çıksın. sistem otursun. herkes otursun. kış gelsin. birileri mezun olsun, birileri iş bulsun, aşık olsun, evlensin felan filan.. şaraba elma yatırdım, tencere bi soğusun hele. 5 kilo fazlalığı vereyim. sigarayı azaltayım. bir uyanayım mesela, duş alayım. yarışma sonucu açıklansın. hem sonra piyango bileti almıştım, 8 gün var çekilişe. şu şehirden bi çıkayım, şu şehre gireyim. babam dönsün, annem emekli olsun. gizmo horlamasın, ben horlamayayım. hem sahneler yeni açıldı. korkmayayım. ben görmeyeyim. görenleri de görmeyeyim. lale ekmeliyim, lale ekmeliyim. adam olacağım ben de.…

Yorum Bırak

BUGÜN PA

hasta da oldum. en son ne zamandı? yakında biri çıkıp “sen artık yumurta yiyemezsin!” de der. der mi der.

Yorum Bırak

PATİKA – 14

Sabaha karşı nasıl da diner deniz, buğulu süt gibi. Elleri kana bulanmış çoban iskeleye vardı. Kayıkların sakin salınmasına daldı. Nemli tahtalardan gelen iniltiler sabaha karıştı. Çoban insan kanının koyun kanına ne kadar benzediğine şaştı. Adam öldürmenin ne kadar kolay olduğunu farketti aniden, koyun keser gibi. Bunu daha önce neden düşünmediğine şaştı sonra. Ilık kan. üstünde yine öyle pis kokuyordu. İskeleye yatıp ellerini tuzlu suya daldırdı. Deniz çalkalandı. Denizin kanı sevdiğini gördü hayretle. Suyu avuçlarına alıp yüzüne çarptı. Acı pis bir koku. İyot ve gaz yağı. Yakınlarda bir bekçi kulübesinden radyonun sesini duydu. Kanalları değiştiriyordu içerideki. Hüzünlü bir keman sesini geçip…

Yorum Bırak

BUGÜN FORMÜL

-ne yapacağız bu anıları? -iki kere tıkla kahverengiye yolla. -sonra? -oradan kaybolur.

Tek Yorum

KARDELENLER GİBİDİR BAZILARI

Kardelenler gibidir bazıları, belki değirmenler gibi. Öyle güzeldir öyle masalsı. Bu onun bahtsızlığı olur. Her gelen sahiplenir. Her gören aynı şiiri söyler az çok. Öyle güçlüdür etkisi. Söyleyecek hiç bir kelime bırakmaz kendinden başka. Dünyanın tüm güzelliğini üstünde toplamış gibidir. Sıradanlaşmaktan ve mide bulandırmaktan kurtulamaz. Duymak istemezsiniz artık. Öyle güzeldir öyle masalsı.

Yorum Bırak

PATİKA – 13

Evden atıldığı günden beri böyle yürür, sarhoş gibi. Meçhul köpek Moşe. Bit torbası, kemik çuvalı Moşe. Sarıdır tüyleri, kuyruğu sarkık ve burnundan eksik olmaz hiç mavi yeşil bir sıvı. Yalpalayarak yürür. Her gece bu köşeye gelip kuyruğunu sıkıştırır, ard ayakları üstüne oturur. Evin kalın güneşlikleri akşam olunca çekilir, içeriden sıcacık bir ışık yayılır. Tanıdık kokular çalınır burnuna. Bebekliğini hatırlar. Tatlı köpecik. Genç bir kadının sıcak ellerinde huzur bulduğunu anımsar. Kucağında uyuya kaldığını. Karnı acıktığında yemek bulabildiği günler. Fakat en çok sıcacık ellerin vücudunda dolaştığı o güzelim dostluğu özler. Dayak da yedi Moşe, yemedi değil. Bir türlü nereye işeyeceğini öğrenemedi fakat.…

Yorum Bırak

KEVGİRDEN AŞAĞI

kevgirden aşağı dökülenler mi üzerinde kalanlar mı şanslıdır oğlum diye sordu. “kevgire hiç girmeyenler dayı” dedim. aferin deyip öptü.

Yorum Bırak

BİLEZİK

yataktaki uzun siyah saç kıllarını topladım bütün gün. sonra eğirdim, kalınca parçalar haline getirdim. Özenle ördüm. ince bi bilezik yaptım. biraz vernik sürdüm sertleşmesi için. iki ucuna da şu metal parçalardan taktım. bi daha gelirsen diye.

Yorum Bırak

KIRMIZI UÇURTMA

Üç arkadaş bir uçurtma yaptık, yıllar önceydi. Kırmızı bir uçurtma. Daha ilk denemede havalandı uçutmamız. Anlamalıydım. Bir akvaryum balığı gibi kıvrandı gökyüzünde. Nazlıydı. Bir rüzgar esti, yükseldi epeyce. Bir rüzgar daha çıktı, daha da yükseldi, anlamalıydım. Gevşetilen ipi ben tuttum sonunda. Rüzgar esti, ipi gevşettim. Rüzgar esti, uçurtma çıldırmış gibi hareket etti, sıçradı. Gökyüzünden metrelerce uzunluğunda bir ip düştü yere. Uçurtma başka mahallelere doğru yol aldı. Bir süre izledik. Düşmedi. Vaz geçtik en sonunda. Yitip gitti. İp kopmamıştı, çözülüp düşmüştü. Nasıl olduğunu hiç bilmedim. Gittiği yeri hep merak ettim uçurtmanın. Mutlaka güzel bir yer olmalıydı. Beni de yanında götürmediğine içerlemiştim…

Yorum Bırak

PATİKA – 12

Gece boyu garip rüyalar gördü çoban, kavga eden insan sesleri duyuncaya dek. Derin bir uykunun dibindeydi az önce. Ve insan suratları ne kadar hayvansıdır uyurken. Uyurken güzel görünen bir insanı sevmemek ne kadar zor. Bir masal ülkesine kaçan her gece. Bazıları daha ilk görüşte kutsanmış gibidir. Uzatılmış bir masumiyet. Güzel uyurlar. Çoban açık ağzı, gevşek ve ağır bedeniyle bir hayvan gibi uyurdu. Önce uzak bir yerden geliyordu ses sonra ayıldıkça yaklaştı anlam kazandı. Üç kişiydiler. Pazarlık ediyorlardı. Kadın iki kişi için fiyatı indirmeye razı değildi. Adamlardan birinin sesi gittikçe yükseldi. Sonunda cebinden bir sustalı çıkarıp kadının boğazına dayayıverdi. -Yat amına…

Yorum Bırak