Hayır! Öyle olmamıştı ki;
Sahile varınca hangi otelde kalacağımızı bilmediğimden bulduğum ilk boşluğa parkettim. Angelica hala uyuyordu. Bagajdaki valizlerden bir şort buldum. Oracıkta sıyırıp donumu kıçıma geçirdim. Paletleri, deniz gözlüğünü bulup açıkta duran zıpkınla beraber denize yürüdüm. Angelica’nın zıpkın yayını yola çıkmadan germiş olmasını… düşünmedim. Yüzebildiğim kadar yürüdüm. Tertemiz bir deniz, sığ sular ve bomboş bir mavilik. Bir kaç karagöz dışında hiç bir şey yokru. Çıktım. Yayı boşalttım. Angelica uyanmış, aracın yanında sigara içiyordu. Tesadüfen, kalacağımız otelin önüne park ettiğimden ateş ölçümü, bir kaç önemsiz form doldurarak doğruca odaya geçtik. Otel sahibi yorgunluk kahvesiyle çıktı geldi. Odayı ve sistemi anlattı.Ayrılırken “ Ö. adında bir hanım size bir paket bıraktı, kardeşiniz olduğunu söyledi, üç gün içinde gelmeseydiniz paketi yakacaktım. İsteği böyleydi. Ah bilseniz ne kibar bir hanımefendiydi. Resepsiyonda paket. Kahvenizi içtikten sonra buyrun, alın.” dedi. Angelica bana baktı. Ben ona bakmadım.
Hayır! Öyle olmadı; odaya yerleştikten sonra akşam yemeği için armut şineps ve kum midyesi hazırlandığını söyledi G. Hanım. Dilersek a-la carte, dilersek standart menü alabilir, belli ücret karşılığında bademli şarap içebilirmişiz. Ayrıca anlaşmalı bir barda canlı müzik eşliğinde ilk içki bedavaymış.
Hayır! Öyle olmadı; odaya yerleşirken G. Hanım telefon numarasını vererek bir ihtiyacımız olduğunda Kendisini verdiği numardan aramamızı söyledi, akşam yemeği 19:30/ 22:00 arasıydı ve şezlonglar ücretsizdi.
Hayır! Öyle olmadı; ikiz kardeşimden gelen bir paket resepsiyonda beni bekliyordu ve başka bir şey denmedi. İstediğim zaman alabilirmişim, söyledi. O da bizim kadar şaşkındı.
Bayan G. Gittikten sonra Angelica odanın kapısını kitledi. Soyundu. Tüylerini kaşıdı. İki -üç kızıl tüy perdeden yansıyan ışıkla çaktı/ söndü/ yandı. Banyoya seğirtti.
çalmaya başladı o sıra . Tam beynimde, tam beynimde iken. Şimdi bana öyle geliyor ki; şarkılar çıkıyor, eskiyor, haberim bile olmuyorken.
Yorumlar