İçeriğe geç →

Series: Erik Satie / Gymnomedie

Sessizliği bölerek, keserek, elinizde altın bir makasla şekilden şekile parçalayabilirsiniz.

ERİK SATİE / GYMNOPEDİE 1

Sessizliği bölerek, keserek, elinizde altın bir makasla şekilden şekile parçalayabilirsiniz. Sessizlik güçlü bir akım halinde her yerdedir, bol bulunur, ücretsizdir. Sessizlik toprak gibidir, her yerde, sıradan, değersiz ve çok değerli. Sanki asıl sorun nasıl karşı koyduğunuzdur, sessizliği nasıl böldüğünüz müziktir, uzun kara kadife bir kumaşı keser gibi notalara basar Satie. Sessizlik her yerde her an bekler. Vakti gelince her şeyi ezmek için bekler. Müzik onun üstünde yükselse de bir anda yutup yok eder. Satie’nin notaları rahatlıkla ard arda sıralanır. Her biri için düşünülmüştür, her biri ölçülüp biçilmiştir, ne kadar kendiliğinden görünse de. Hayatlarımız da müziğe benzer, önü ve arkası sessizliktir.…

Yorum Bırak

ERİK SATİE / GYMNOPEDİE 2

Karanlık kumaşını sessizliğin kesiyorsun, küçük karanlık adamlar biçip sokaklara salarak. Acıyla geziyor adamcıklar, insan olamamışlığın yoğun hüznü, sahibine aşık bir kedinin insan olmayı hüzünle dilemesi gibi. Sokaklarda yürüyor karanlık adamcıklar, biranelerin, hastanelerin, mezarların önünde tükürüp hırsla, insan olmayı dileyerek. Küçük karanlık adamlar insan olmak nedir tam kestiremeseler de özeniyorlar. En çok da güzel bir kızın beline sarılmış bir erkek gördüklerinde insan olmayı diliyorlar. İşte böyle garip bir pinokyo öyküsü. Hüzünlü bir masalın en hüzünlü yanı nedir? Masalın bitmesidir. Masal biter ve hayatın gerçek aydınlığı sizi içine çektikçe o masalın bütün kahramanları birer birer ölmeye başlar. Özlersiniz. Belki karlar ülkesindeydiniz… Erir……

Yorum Bırak

ERİK SATİE / GYMNOPEDİE 3

Başta mütereddit ve kaybolmuşuz. Bir kumsala varmışız nihayet. Az önce yağmur yağmış. Gökte asılı su zerreleri, gökkuşağı, kara kuşlar. Nihayet. Nihayet derin bir soluk çekmişiz, meğer nasıl da kararmış dünyamız. Korku ve öfkeni bastırmakla geçen zamanlar hep yalanmış, hiç yokmuş. Sen değilmişsin meğer, bastırdığın hep başkasıymış. Yokluğun içinde sevdiklerin bi tek sana ait olan, sen olan. Ve ne garip, kibirden kurtulunca ancak sevgiden ibaret olduğunu görmen, sevgiden ibaret olman, teslim olman. Nihayet bu yağmur sonrası kumsala ermişiz, bir rahatlık. Edeb, her yerde olan güzelliği kendimize ayırdığımız kısımmış, ses verip de ışır gibi, sessizlikten içeri.

Tek Yorum