İçeriğe geç →

SANA NELER DENMEDİ

Unut dendi sana…

Bildiğin ne varsa eskiye dair, beklediğin ne varsa, ne olmuşsa, kapını ne çalmışsa, yoluna kim çıkmışsa, kim “kesmişse” yolunu… Unut dendi sana… İnanmadın…

Umut dendi sana…

Umut, olmadık yerde, olmadık zamanlarda. Hiç!… Duymazken “dair” bir şey, hissetmezken, giderken… Umut dendi sana… İnanmadın…

Sus dendi sana…

Susabildiğin kadar öyle ki, sesin yettiğince sus, avazın çıktığı kadar… Sesinden tanıyacaklar, sözünden tanıyacaklar ödümüz kopuyor… Gözlerinden okunuyor. Sus dendi sana… İnanmadın…

Yas dendi sana…

İşte bu yas tepeden tırnağa! İşte karartmışsın gözlerini boyamışsın ölüme ve görüp göreceğin ne varsa katmışsın arkana, düpedüz güpegündüz, geceye yanaşmışsın, bir kibrit çakmışsın ki hâlâ yanmada, yanmaktasın… Yas dendi sana… İnanmadın…

Küs dendi sana…

Küs işte daha ne olacak? Korktuğun kadar da varmış beklediğinden fazlaymış başladığın yere dönmüş seni kendinden savurmuş büyümüş gözlerin sözlerin büyümüş küfre çalmış en ıssız köşelerinde hafızanın yanıtlar. Daha ne bekliyorsun? Küs dendi sana… İnanmadın…

Köz dendi sana…

Ne sönmeye yakınsın ne de tekrar yanmaya, ne sessiz bir uykuya ne birden uyanmaya… Ne haline bırakılmışsın ne de fark edilmişsin, karanlıkta… Köz dendi sana… İnanmadın…

Güz dendi sana…

Güzdür bu o kadar olur. O kadar sararır anca yapraklar dahası kalmaz. İşte bulutsun öyle, işte yağmursun öyle, işte en derin hüznüsün kentin, “şimdilik” durulmuşsun, kaldı ki yorulmuşsun, ağır bir rüzgâr olmuş, ay olmuş, tutulmuşsun… Güz dendi sana… İnanmadın…

Giz dendi sana…

Gizdir seni böyle kendinden geçiren, gizdir, başka türlü, aşka türlü türlü yollardan varan, bu giz, tutup içinde seni sessizliğinden vuran. Giz dendi sana… İnanmadın…

Git dendi sana…

Dalından kop, git işte! Kimse aramaz seni, kızamaz hiç kimse git! Durdukça buralarda, çoğalacak bu gelgit… Git dendi sana… İnanmadın…

Düşlediysen görüldü!
Bilindi!
Düşünüldü!…

Az bile dendi sana…

Kategori: DÜZ YAZILAR

Yorumlar

Yorum Yap >>