İçeriğe geç →

Yazar: Levent Tamay

TERAZİ

Ankara’da bitmek tükenmek bilmeyen nemli, soğuk bir esinti. Kırkikindi yağmurları diyorlardı sanırım. Kimbilir her şey bu yağmurlara göre işlemektedir iç anadolu tarlalarında. Kiminin mutluluğu kiminin içini karartıyor her zaman olduğu gibi. Yağmur duasına çıkarken birileri, biz nemli esintinin bitiş gününün yaklaşmasını diliyoruz doğadan. Sinüzitimiz var çünkü. Kiminin mutluluğu kiminin… Çünkü iki kefesi var terazinin.

Yorum Bırak

UYUYOR

Yağmur inatlaştı Ankara’yla. Gece de yağmayacak. Rüzgar olunca yağmazmış. Elini yaslama duvara, üşüteceksin.

Yorum Bırak

ÇİÇEKLERLE

Elinde papatyalarla kapımı çalan kadın. Ne desem ben, nasıl anlatsam? Yine gel falan değil mevzu… Hiç gitme.

Yorum Bırak

SUİKAST

Bir senin yokluğun eksikti bozkır ayazında. Dön artık suç işlediğin yere.

Yorum Bırak

ŞU GÜN ŞU SAAT

Odanın tam da içi. Sigara izmaritleri vesaire vesaire. Şu gün şu saat, şurası… Güneş şöyle yükselmiş şehrin bilmem nasıl bir hali üzerinde. Şu veya bu albümün herhangi bir parçası… Şu veya bu otobüsün yirmi dördüncü koltuğu… Adamın biri. Oralarda bi yerde. Gitarın öylesine bir teli, telefon numaraları… İradesiz adam özgür adam mı? Buraya yağmur yağıyor. Sütle sigara içilmez. O otobüs buraya gelmez. Kadınlarla kedilerin ilgileri yoktur. Sigara, süt, dire straits, ankara, baş ağrısı, yirmi dört. Çocukların ulaşamayacakları yerlerde mi saklıyorum kendimi?

Yorum Bırak

HEMOROİD

Kaybedenlerin kaderidir, hemoroid olurlar en sonunda.

Yorum Bırak

YÜZLEŞME

Kendimle yüzleşme zamanı, biliyorum. Ama itiraf etmediğim ne kaldı ki kendime? Hava birazdan aydınlanır. İnsan içine çıkar, günlük sıkıntılarla beynimi uyuştururum.

Yorum Bırak

MEDİHA ŞEN

Bitmiş aşklar üzerine çok fazla şey yazılmamalı belki de… Uydurulmuş kısa masallardan ibaret küçük yaşamlarımız. En yaratıcı olduğumuz an, ereksiyon sonrası sevişme öncesi birkaç dakika. Kimi masallarda kötü adam yoktur. Bira, cıgara, tüm hakları saklı bir kırk beşliğe mediha şen söylüyor “gözlerin bir aşk bilmecesi”…

Yorum Bırak

ÇAMAŞIR MAKİNESİ

Herkes bir sefer çamaşır yıkamalı hayatında. Elde şöyle, bir milyona alınmış çiğdem deterjanıyla, çitileyerek. Özellikle de şu, “ben doğada yaşayacam, dağda ev yapacam, kendim yetiştirip yiyecem” hayalleri kuranlar. Benim gibiler yani… Bir kere çamaşır yıkamalı, elde şöyle. On tane atlet, beş altı don, iki pantolon, polar molar… Sen neymişsin çamaşır makinesi, sen neymişsin?

Yorum Bırak

PROMETE

Şimdi aklıma gelen tek mitolojik hikaye, Promete’nin ateşi verişi insana… Karnım acıktı, ocağı yakacak çakmak yok. Neden işlevsel değil bizim tanrılar? Alfa nerde, elif nerde…

Yorum Bırak

ELDİVEN

Yatağıma sinen koku. Ben onu iki gün için istemedim ki yaşamdan. Kız kulesi satılık değildi daha… O gün bu gündür biriktiririm çekmecemde… Üç günde kaybolur diyorlar terinin tadı odamdan. Ben yaşamak için istedim. Bahar havası esiyor yorganımın altında… Sabahın altı buçuğunda ellerimi topluyorum kırılgan yapraklarından. Kendimi bildim bileli yaşarım çiçekleri… Treni kaçırmaktan korkmadan… Sevdiğiniz kadına önce eldiven alın kışsa… Ceplerine hapsetmesin şımarık dokunuşlarını, elleriniz varken.

Yorum Bırak

ANKARA

Kar yağmalı yeniden. Bu şehrin griliği giderek koyulaşıyor. Kale duvarı gibi yükseliyor üst geçitler. Şehri otoyol ağı olarak algılayan tavrın yaya tanımaz kent mimarisi. Bu şehirde yürümek ne zaman zevk olur bilmiyorum. Ama yollar benimdi daha arabalar yokken.

Yorum Bırak

BEREKET

Elimi tutarsan yedi sene kuraklık olmazmış tenimde.

Yorum Bırak

AKYOL BAKKALİYESİ

Karmaşık bir pazar günü. Damdan düşer gibi karşılaştığım, çocukluğumun Şerif Bakkal’ının oğlu… Öğretim üyesi olmuş. Tesadüflerin yüceliğine yeniden şapka çıkardım. Eski mahalleyi sordu. Eser kalmadı dedim. Bizim bakkalı da mı yıktılar dedi. Babası öleli oluyor bir yedi sekiz yıl. Çocukluğumun beş liralı sakız günlerinin akyol bakkaliyesi market oldu tabii ki… Ama yerinde hala. Müteahhitin biri almış. Yıkacaklar beş altı aya. Yerine sekiz katlı apartmanlar yapacaklar yüzlerce çocuk olacak. Migrosa gidecekler çikolata almaya. Ekspres kasadaki güzel kız yanaklarını sıkacak. Ama asla sakız vermeyecek para üstü yerine.

Yorum Bırak

DOĞUM GÜNÜM

Bugün doğmuşum… Sabah vakti. Saat on muymuş neymiş. Annem takvim yaprağını koparıp saklamış. Hala durur bir yerlerde. Gün bitiyor. Doğum gününü yalnızca terkettiğin aşklar hatırlıyor. Doğum günlerini asla önemsemediğin eski aşklar.

Yorum Bırak