İçeriğe geç →

Yazar: Koçak

YAZMAK

Göğsüne dolan sevgiyi bile bu benim diyip sahiplenmek, güzel bir kızın saçlarına bakınca içinde esen taze yeli sahiplenmek, bir öfkeyi, nihayet adalet denen bir ana duyulan hasreti sahiplenmek. Bazımız bunları bile kendi marifeti sayar, rüzgarı kendinden sanan bir yelkenli gibi. Peki esip geçen iyot kokusunu, kuşların kanat vuruşunu nasıl sahiplenir küçük bir tekne? Yazarak. Tekne yazı yazabiliyorsa işte denizden bana düşen bu parça bana ait demeye başlar. Bunu kızları, parayı veya sadece övünmeyi sevdiği için yapar. Sonra ne olur? Sonra kim olursan ol fırtına gelir, seni paramparça eder, kim neyin sahibiymiş hepsi bir bir belli olur… Ne bu aşk benim,…

Yorum Bırak

Laf Salatası

Bazı konularda akıllıca konuşmak, çok ciddi olmak, sadece bir aptal olduğunu belli eder. Bazı konularda izahatta bulunman gerektiyse, zaten anlamayacaktır karşındaki. Bir de ne olursa olsun, biliyorum dersin, apışıp kalırsın. Apışıp kaldığım anlar için taktik geliştirmiyorum, genel olarak taktik geliştirmekten kaçınıyorum. Bu durum aptal, içten, cesur veya korkak algılanmamla sonuçlanıyor. İnsanların seni nasıl algıladıklarını izledin mi hiç? Akvaryumdaki balıklara bakar gibi, balıklara güya büyük bir ilgiyle eğilir ama hiç sallamazsın ya, onları incelemek ama senin hakkındaki yargılarını aslında umursamamak. Çok keyiflidir. Sözün bir yere bağlanması şart değil. Ne kadar açık bir gerçek değil mi?

Yorum Bırak

UYDURUK

Bir vakit onunla ahbaplık ettiydik, güzeldi de dostluğumuz, bir sürü konuda uydurduğu zanları ve bunların peşini kovalayacak enerjisi vardı, insan kendi ürettiği zanlara inanır bir süre, geçmişiyle ilgili olmadık hikayeler anlatmayı severdi, işte mavi bir bisikleti mi varmış , bisiklete binmeyi çok severmiş, sonra annesi bizim çocuk hiç dışarı çıkmazdı bisiklete bile binmezdi falan derdi, anlayışla karşılardım onu, hep yanlış anladım onu, hep yanlış anladım ama beni bu’ya hazırladı. Ondan sonra bu’yla ahbap olduk, bu gerçekten cahildi, cahil olduğunu sezerdi belki ama açık vermezdi, bilmediği konuları ve bilhassa hoşuna gitmeyen gerçekleri kendi hayal dünyasında bambaşka bir forma sokar sana allayıp…

Yorum Bırak

Yağmuru Dinlemek

İster su de kendine ister damla, yağmur yağmakta. Şekil kırılmak üzere, şekil kırılmak üzere… Yağmur gibi düşüyoruz. Şekil kırılır da verir hayat.

Yorum Bırak

HEP SONRADAN SONRADAN…

Akıl, kalpten neredeyse tamamen habersiz. Akıl geç kalmaya mahkum. Kalp ise aklı bir an olsun serbest bırakmış değil. Gel sen, kolaysa bunu kabul et.

Yorum Bırak

BUDA TÖVBE EDİYOR

Yıkandığı ırmağa özendi, soluduğu havaya özendi. Ağaçtan tedirgin inen sincapa güldü. Varlık her yerde, varlık yıkılıp kuruyor kendini. Bu tatlı varlık olamaz acılarımın kaynağı diye düşündü. İnsan varlığa dahil, varlıktan değil sahiplenmekten kurtulmalı. Buda tövbe ettiğinde henüz kapitalizm diye bir kelime icad olunmamıştı.

Yorum Bırak

BUDA’NIN PİŞMANLIĞI

Ne bilişin sana ait, ne unutuşun. Ne aklın senindir ne deliliğin. Kendini iyi veya kötü bildin, günah olarak yeter bu sana. Ne söz senin ne sessizliğin.

Yorum Bırak

BUDA’NIN ŞEYTANLARI

Ancak kimsenin bir şey bilmediğine kanaat getiriyordu, ki kendisi hiçbir şey bilmiyordu, ancak o zaman konuştu, hem de sonsuz bir çayıra yayılan inekler gibi, hatta ineklerin arasına düşmüş şanslı bir kaplan gibi.

Yorum Bırak

BİL BAKALIM

Hiç varılmayacak bir yoldan geliyorum, hiç tamamlanmayacak bir eksiğim ben. Kendimi anlattığım hikaye sanıyorum, oysa hikayeyi anlatanım ben. Bir kurbağa, tanrıyı kurbağa sandı. Bir serçe tanrıyı serçe sandı. Bir hikaye tanrıyı hikaye sandı. Bildin mi ben kimim, akıl derler bana.

Yorum Bırak

İç Konuşma Stiliylen

Kafamda iki adam. İki adam hoş beş ediyor. – Ne zaman yazar olmaktan vazgeçtim, hatırlamıyorum. Belki alacağımı aldıktan sonra. – Kadınlar gibi? – Kadınlar, ev, araba, çocuk… – Sakın azla yetinme! – Bazen iç ses, daimi yalnızlığa delalettir.

Yorum Bırak

İŞTE ÖYLEYMİŞİM, Bİ’ ŞEY İŞTE

Sıcak bir temmuz öğlesi balkonda kalan kesme şekeri aşırmaya çalışan karıncayla birden karşı karşıya kalıverdik, sempatik olmaya çalışmıyorum, devam eden satırlar aksiyon filmi gibi düşünülsün lütfen, karıncanın korkusuyla ben de donakaldım, merakla baktı bana, gülümsediğimi görünce devam etti mesaiye. Kendimi karıncaya benzetirim bazen, neremi benzetirim bilemiyorum fakat. Ufak tefek değilim, çalışkan değilim, yufka yürekli değilim, naif desen alakam yok, ben oburum ama bu sefer de karınca obur değil. Kendimi karıncaya benzetmeyi seviyorum diyelim. Belki karıncayı seviyorumdur, sevmek melekelerim arasında yer alsaydı karıncaları severdim. Bazen de kendimi aya benzetirim. Evet baya gökteki aya. Eğer liseli bir kız bu cümleyi kursaydı ben…

Yorum Bırak

UNDERWORLD – KING OF SNAKE

Öyle sert öyle şiddetli sevişebilir insan, uyanınca ertesi sabaha, yeni biri olarak bulur kendini. Çehren yumuşamış ama kalbin kaskatı, yahut tam da tersi. Seks ona derler, adam öldürüp çocuk doğurmaya benzer.

Yorum Bırak

DİKKAT

Her söze aldanma, bazımız yenik düşmeyi daha çok sever. Her söze aldanma, ikna edilmek ve hatasından dönmek isteyenler var. Bazımız ancak pişman olarak atar kendini sevgilinin kollarına. Şu halk dediğin oyun içinde oyun demek. Hala kendini iyi zannedenler var, her söze aldanma.

Yorum Bırak

HAYAT

Hayat: Ne eksiğim var ne fazlam, ne de bir hata. Başım sonum bilinmez benim. Hayat hayattır. Hasta: Neden acı içindeyim o zaman? Hayat: Ne eksiğim var ne fazlam, ne de bir hata. Başım sonum bilinmez benim. Hayat hayattır. Hasta: Neden acı içindeyim o zaman? Hayat: Ne eksiğim var ne fazlam, ne de bir hata. Başım sonum bilinmez benim. Hayat hayattır. Hasta: Neden acı içindeyim o zaman……

Yorum Bırak

HAYAT

Bir gün sahip olduğunu sandın, kayıp gitmiş ellerinden ertesi gün.

Yorum Bırak