İçeriğe geç →

Yazar: Koçak

AŞIK OLUNCA ÇOCUKLAŞIYORUM

Pantolonunun dizleri aşınıyor diye yasaklamış annesi bilye oynamayı. Her gün bodruma saklayıp rengarenk bilyeleri, öyle giriyor eve. Yüzünde gururlu bir ifade, gittikçe artıyor bilyeleri. Yüzünde muzip bir gülücük. Aşık olunca çocuklaşıyorum. O bilyeler yeniden parlıyor gözlerimde. İnsanlara bakıp gülümsüyorum, atlattım sizi. Tüm dünyanın kıçına bir tekme atmış gibi hissediyorum kendimi. Siz yasaklasanız da ben aşındırıyorum işte dizlerimi. Yeniden çalıyor Elvis karanlık odamda. Annemin yüzüne bakıp salak salak gülümsüyorum. Bodruma bir kız sakladım.

Yorum Bırak

BEDENİNİZ NE İFADE EDER SİZE?

Bedeniniz ne ifade eder size? Sevişmeye yarar, bir yerden bir yere taşır, çalışırsınız para kazandırır, karşılığında tuvalete gitmenizi su içmenizi talep eder. Saçlarını uzatan oğlana ailesi genelde karışır. İdeal kocaya sunulan bekaret verimli bir yatırımdır aynı zamanda. Bir insan ölünce organlarını almak için ailesinden izin istenir. Birileri yaşamak için o organları beklemektedir ama aileye sorulmak zorundadır. Ölünce bedenimiz akrabalarımızın olur. Miras kalan iki dönüm tarla gibi. Bedenimiz nedir? Bir zevk aleti mi? Bir iş makinası mı? Öyle veya böyle bir mülk gibi algıladığımız kesin. Bize ait ve bizden ayrık bir şey gibi. Ağır hastalıklarda yıkılır bu algı.

Yorum Bırak

İLAN PANOLARINA AŞK İLANI YAZDIRIYORLAR YA, BU BİR SALDIRI ASLINDA

İlan panolarına aşk ilanı yazdırıyorlar ya, bu bir saldırı aslında. Mümkün olduğunca gösterişli, pahalı, büyük, fazla insana seslenebilme amacı güdüyor. Bu bir iktidar oyunu, boyunduruk altına alma tavrı. Bayrak törenlerini hatırlatıyor. Hani biz dünyanın en büyük bayrağını dokumuştuk da yunanlılar da daha büyügünü yapmışlardı. Bir tabur erkek kaskatı hazırolda beklerken, borazanlar çalar davullar gürülder ve bayrak yükselir. Gittikçe yükselir, dorukta dalgalanır, törene katılan erkekler gururludur. Bu bir ereksiyon gösterisidir. Düşmanı düzecek olan yiğitlerin sembolik ereksiyonudur göndere bayrak çekme. Panolarda ilan-ı aşk banal falan değil düpedüz tecavüz girişimi.

Yorum Bırak

NEDEN AŞTIK BİZ BEKARETİ?

Önce o kadar önemliydi ki tarlada çalışacak çocuk doğurmak ve o kadar zordu doğanın hayatta kalması. Cenneti anaların ayakları altına serdik. Damızlık kutsal ineklerimizdi bizim. Sonra sanayi icad olundu. Fabrikada çalışacak insan gerekti. Kadınlar orada hazır duruyordu ucuz ve ayak işleri için biçilmiş kaftan. Disipline sokulması gerekti bu cıvık varlığın. Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk dönem uygar kadınları türedi. Kısa saçlı, takım elbise de giydi bunlar. Resimlerini görmüşsünüzdür çalışan çağdaş Türk kadınının. Çoğumuzun böyle ögretmenleri de olmuştur. Bütün insanlık üretim birimine dönmüştü bir kez. Her şey pratik olmalıydı. Elbiselere işlenen nakışlar uçup gitti. Etekler kaldırıldı. Kazaklı, kotlu bir sürü kız saldılar sokağa.…

Yorum Bırak

SENİ ÖPMEK

uzun zaman oldu ne yıldız oldum geceye düştüm ne rüzgar oldum mevsimler uğurladım uzun zaman oldu sana yüzüm sürmedim çaldım tanrılardan ateşi yaktım saçlarında aklımı kırdım kilidini bütün lisanların bir aşk çıktı bir de yalan niye kızıldır bazı kızların saçları yahut kırgındır büyüdüğünde her insan yaktım saçlarında aklımı unuttum çirkin çocuklar her şeyi erken kavrar bak nasıl olgun öğretmen çocukları büyümek dedim ya büyümek yenilmektir biraz buğulu camlara yazılmış hayallerin otobüs garlarında unutulmasıdır ve seni öpmek kötü şairler, yenik asilerle mutlu bir kucaklaşmadır büyümektir

Yorum Bırak

LOVE ME DO

Baharda kur yapmak için vıraklayan kurbağalar, yahut Beatles.

Yorum Bırak

GÜNEŞE EKMEK BANIP YEDİM

Allah ve apollon uzak bir galakside oturmuş beethoven dinliyordu o sabah. Kral tv sunucularından bir kızın çorabının kaçmasına karar vermişlerdi bir saniye önce. Orkestranın gürültüsüne uyandım. Koduğumun Beethoven’ının gümbür gümbür beşinci senfonisi çalıyordu tepemde. Dolar da yükselmiş, fakirlestik %50. Ucuzundan bir kahvaltı nasıl olur? Güneşe ekmek banıp yedim. Sarısı yayılıverdi uzaya. Beklesem dev bir civciv olurdu. Bütün yıldızları yemesini önledim böylece. Sokağa çıktım, gökyüzünde iki ecder alevden dilleriyle 69 yapıyordu. Hayvan işte, ortalık yerde. Baktım bir metre boyunda bir bok böceği, dinozor dışkısını mideye indiriyor. Kustum hemen, güneş açtı.

Yorum Bırak

ÖNÜNÜZE BU FOTOĞRAFLARI KOYUN

shownomercy.com’da* savaş fotoğraflarına girin. “Er ryan’ı kurtarmak” acımasız değilmiş, anlıyorsunuz. Gerçek savaş görüntüleri öyle yüz kızarıcı ki en sert filmde bile gösterilemiyor. Ne eleştirilen aksiyon filmlerinde ne Spielberg’in filminde böyle bir şiddet yok. Siteye girin, önünüze bu fotografları koyun, masanıza bütün kahramanlık hikayelerini, kutsal kitapları, şeref madalyalarını, bayrakları, uğruna insan öldürülecek ne varsa işte. Hepsinin, ekrandaki pisliği temizlemek için nasıl çırpındığını göreceksiniz. *editör notu (2014): shownomercy.com 90’lı yılların sonları 2000’lerin ilk yıllarında yayında kalmış, savaş, trafik kazası vs nedenlerle ölmüş insanların ceset fotoğraflarının paylaşıldığı bir internet sitesi idi.

Yorum Bırak

İNTİHARI HER İNSAN DÜŞÜNMÜŞTÜR

İntiharı her insan düşünmüştür. Ben de düşündüm. Niyetlendim de. Bir gün haberlerde çocuklara dayak atan bir bakıcı kadın izledim. Etkilendim ama neden olduğunu açıklayamadım da. Birkaç gece sonra gözyaşlarıyla uyanana kadar. O gizli kamera çekiminde kadın çocuklardan birini yanına çağırıyordu. Beş altı yaşlarında bir çocuk. Çocuk çağrılınca kadının yanına hiç itiraz etmeden gitti. Bir şeyler söylüyordu kadın, ama bir an sonra tokat gelecek, hareketlerinden belli. Kafasını kaldırmış öylece bekliyordu çocuk, kaçıp daha da sinirlendirmemek için. Evin içinde nereye kadar kaçabilir? Aniden kadının kolunun havaya kalktığını görüyorduk sonra. Ve tokadı yemeden bir çığlık atıyordu çocuk. Hiç kıpırdamıyordu ama. Donmuş, keskin bir…

Yorum Bırak

PENİSİM BİR FİDAN ÖNCE

Penisim bir fidan önce. Barışçıl ve ürkek. Güneşim oluyorsun, suyum oluyorsun, büyüyor fidan bir çınar ağacı oluyor. Bu bir soy ağacı güzelim. Kökleri ilk insana kadar uzanıyor. En ucunda ben varım. O ağacın en son meyvesi benim. Gelip sığınıyorsun gölgesine. O ağacın altında bir ikindi vakti sarılıyoruz birbirimize. Herşey iyi giderken. Yaprakları dökülüveriyor. Biz şaşkınlık içinde toparlanmaya fırsat bulamadan keskin bir kılıca dönüyor penisim. Saplıyorum bacaklarının arasındaki yaraya. O yara çok eski. Kanıyor kadın her ay. Direniyor kan kaybından ölmemek için. Bırakıyorum huzursuz, yerinde duramayan spermlerimi içine. Bir kaç saatliğine rahatım, nefes alabilirim. Kurtuluyorum o delirten gerilimden. Kasıklarımda tatlı bir…

Yorum Bırak

NE ZAMAN BÖYLE İÇİP KUSSAM

Ne zaman böyle içip kussam,o gün geliyor aklıma. Doğum günümdü. Dört şişe doluca içip, sokaklarda kusa kusa evin yolunu tutmuştum. Bir de baktım okuduğum ilkokulun yanından geçiyorum. İki elimle parmaklıkları kavrayıp bahçeye baktım. Burada oynamıştım ben. Nasıl halsiz olduğumu o an farkettim. Ev yakındı ama bende yürüyecek hal kalmamıştı. Kaldırıma oturuverdim. Soğuk bir geceydi. Betonun soğuğu çivi gibi batıyordu götüme. Bir sigara yaktım. Gökyüzüne baktım. Samanyolunu görebilmek için neler vermezdim o an. Orda öyle otururken sağımda bir fare olduğunu farkettim. Hayvan kıvranıyordu. Kasılıp gevşiyor kasılıp gevşiyor. Sürünerek yanına yaklaştım. Ağzı köpükler içindeydi. Zehirlenmişti belli ki. Ağlamaya başladım. Birazdan ölecekti ve…

Yorum Bırak

İSMİNİ TAŞIYAN İKİ APARTMAN BİLİYORUM

İsmini taşıyan iki apartman biliyorum. Bir elektrik tamircisi. İki pideci (geçen yıl zehirlendim), bir kebapçı. Mahalledeki kasabın adı, soyadın. İsmini taşıyan bir de şampuan var ama onla saçlarımı yıkamam. Sana güzel görünemem sonra. Yoksa alıp koklasa mıydım yalnızca? Yok canım o da olmaz. Şampuanı unutalım, bir manav açılsa yapacağımı biliyorum ben.

Yorum Bırak

O KÖYLÜ PANİĞİ HER HÜCREMİZE SİNMİŞ

Osaka’da deprem olduğunda insanlar ekmek kuyruğuna geçip sırayla almışlardı. Şehir yerle bir olmuştu. Her yerde yangınlar sürüyordu ama insanlar sırayı bozmadan bekliyordu işte. Sabahları bizim burdaki fırında bunu başaramıyoruz arkadaşlar. Bu ülkenin insanlari kıtlık korkusuyla, kuraklıkla, savaşlarla eğitilmiş. O köylü paniği her hücremize sinmiş. Otobüs geliyor atlıyoruz, öss geliyor atlıyoruz. Dersaneye gitmeden üniversiteye bal gibi girilir. Ama atlıyoruz hepimiz. Ya işsiz kalırsak, ya sınıf atlayamazsak. Soğukta titreyen bir dilenci derinlerde korkutuyor bizi. Fakir okul arkadaşın korkutuyor seni. İşte polis dayağı, kanun, gözaltı falan diye kandırmayalım kendimizi. Cinsel yasaklardan da şikayet etmeyelim. Avrupayı bir gün görememekten, o arabaya binememekten, lise arkadaşının…

Yorum Bırak

KADIN VE ERKEK EŞEYSİZ ÜREYEN İKİ AYRI TÜR OLSAYDI

Çok eskiden büyük bir soykırım yaşamadıysak bunu sekse borçluyuz. Kazara kadın ve erkek eşeysiz üreyen iki ayrı tür olsaydı, erkekler kadınların farklı olmasını affetmez, hepsini öldürürdü. Hani aşık oluyoruz, ölüp bitiyoruz ya kadınlara, yalan. Boşalmayı seviyor erkeklerin çoğu. Elde edemedikleri, hakim olamadıkları, çözümleyemedikleri zaman hırs yapıp aşık oluyorlar. Aşklarından zırıl zırıl ağlıyorlar üstelik. Sırf derileri koyu diye zencilere yaptıklarımıza bir bakın. Kadınlara öfke duymaz olur muyuz? Ne yapalım doğa mecbur ediyor, katlanıyoruz. Kadınların bir yerden sonra düşünemeyeceklerini, can sıkıcı hale geldiğini düşünmeyen erkek yok gibidir. Asla kız arkadaşlarına söylemezler bunu. Arada erkek erkeğe bişeyler yapıp nefes alırız. Kadın bir çeşit…

Yorum Bırak

FOSFORLU SAAT

Gece aniden uyandım karanlık odada. Kendiliğinden saate baktım. Yeni saatim fosforluymuş. O an farkettim. O an hatırlıyıverdim kendimin bile unuttuğu küçücük bir olayı. Altı yaşındaydım. Saati okumayı yeni öğrendiğim günlerdi. Karanlıktan da çok korkardım. Bu korkuyu en iyi babana sarılıp yatmak dindirir. Gece uyandım acaip sıkışmışım. Koridor karanlık, tuvalete gidemiyorum. Babamın soluğunu, pencereden vuran ay ışığını, yatağı ne kadar net hatırlıyorum çok şaşırdım. Yatakta ne yapacağımı bilemeden kıvranırken babamın kol saatini gördüm. Çok iyi hatırlıyorum 3:15’ti. Fosforlu saat denen cisim ateş böcekleri gibi ışıyordu. O gece çok kasıp sonunda babamı uyandırdığımı hatırlıyorum. Dün gece kalktım hiç işeyeceğim yokken tuvalete gittim.…

Yorum Bırak